22 Temmuz 2016 Cuma

''Uçurtma Avcısı'' Kitap Yorumu





Orijinal Adı: The Kite Runner

Yazar: Khaled Hosseini

Tür: Drama, Tarihsel Kurgu

Yayınevi: Everest Yayınları

Benim Puanım: 5/5



ARKA KAPAK:

''Emir ve Hasan, Kabilde monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emirle Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir iş adamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralar'a mensuptur.





Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır. Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip Kaliforniya'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.




Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.





Uçurtma Avcısında anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...''








Her insanın ölmeden önce okuması gereken bir kitap. Fazlasıyla akıcı. 

Son olarak biraz da filmden bahsedeyim;

Ancak ne yazık ki film beklentileri karşılamıyor ve duyguyu hissettirmiyor. Özellikle de kitabı okuyanlar için. Kitaptaki bir çok yer atlanmış. Beni hayal kırıklığına uğratan bir filmdi. Kitabı okumadan filmi izlemenizi pek tavsiye etmem. Hatta bence hiç izlemeseniz de bir şey kaybetmezsiniz.


Rahatlıkla bugüne kadar okuduğum en iyi kitap diyebilirim. Alın okuyun. Çok şey kaybediyorsunuz.

2007 yılında gösterime giren filmin yönetmeni, birçoğumuzun bildiği Dünya Savaşı Z, Quantum Of Solace Ve Düşler Ülkesi filmlerini de yöneten Marc Forster.




-BAZI KESİTLER-

''Sonradan bulduğun bir şeyi kaybetmek her zaman daha zordur.''


''Sonuçta ben bir Peştun'dum, o da bir Hazara.''


''Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok.''


''Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.''


''Yeniden iyi biri olmak mümkün.''


''Zendagi Migzara. (Hayat Devam Ediyor.''


''Bir daha benim yanımda ona asla 'Hazara Çocuk' diye hitap etmeyeceksiniz.''


''Yukarıda bir yerde bir tanrı varsa, umarım benim viski içmem yada domuz yememden daha önemli meselelerle uğraşıyordur.''


''Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları istediğin renklere boyayamazsın.''


''Şimdi mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki tüm günahlar hırsızlığın çeşitlemesidir. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu,haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun? ''


''Ve ansızın Hasan kulağıma fısıldadı: Senin için bin tane olsa yakalarım. Hasan, tavşan dudaklı uçurtma avcısı.''


''Hasan'la aynı memeden süt içmiştik. İlk adımlarımızı aynı bahçede, aynı çimenlerin üzerinde  atmıştık. Ve ilk sözlerimizi aynı çatının altında söylemiştik.
Benimki'BABA' idi,
Onunkiyse 'EMİR', benim adım.
Şimdi geriye bakınca 1975 yılında olanların kökeninde işte bu iki sözcüğün yattığını görüyorum.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder